Başkent Bulvarı No: 204/23 Yenimahalle, ANKARA iletisim@hurcanvakfi.org
Sosyal Medya:

BİRİCİK HÜRCANIMIZ HÜR ÇOCUK…

Annesi ve babasının kaleminden, Hürcan'ın doğum günü için yazılmış bir mektup.

Bugün 26. Yaş günün, her çocuk gibi küçükken arkadaşlarınla doğum günü kutlamayı seviyordun. Ancak büyüdükçe pastalı mumlu kutlamaları sevmez oldun. Bizde bundan dolayı kızmana rağmen bazen pastalı, bazen de sarılarak, öperek kutluyorduk. Yaşıyor olsaydın nasıl bir kutlama yapardık bilmiyoruz ama en azından sana sarılıp öpebilirdik. Şimdi ise ne yazık ki toprağına ve taşına sarılıp öpüyoruz.

Birinci yaşını doldurduğunda fotoğrafçıda çektirdiğimiz fotoğrafta her zamanki o güzel gülüşünle çok güzel bir poz vermiştin ve yaşamın boyunca de hep öyle güzel güldün.

Bazı özeliklerini doğal olarak bizim genlerimizden almış olsan da aslında sen doğarken çok farklı ve özellikli bir kişilik olarak doğdun. Birçok şeyi biz sana öğretmedik ama sanki sen birçok güzel özelliğini öğrenek doğmuştun.

Genelde küçük çocuklar; yaramazlık yapar, istekleri olmayınca ağlayarak istekleri yerine gelinceye kadar şartları sonu kadar zorlar, oyuncaklarını kimseyle paylaşmazlar. Aslında küçük çocuklar açısından olması gerekende budur.

Küçüklüğünden itibaren davranışlarınla, tavırlarınla, oyun oynarken hep olgun biriydin sanki büyümüşte küçülmüş gibiydin. Hiçbir zaman ne bir yaramazlık ne bir huysuzluk yapmadın, asla bir şey isterken ısrar etmedin. Mersin’de ofise geldiğinde, ofisin girişindeki oyuncakçıdaki oyuncaklara bakardın ve oyuncak alabilir miyiz diye sorardın ve sadece bir oyuncak beğenir alırdın, ikinci al dediğimiz halde almazdın ve aldığımla oynayayım sonra alırız derdin. Deden elinden tutup markete götürüp bir şeyler almanı istediğinde almak istemezdin dedenin ısrarıyla tek bir şey alırdın, ısrarlara rağmen ikinci bir şeyi almazdın. Deden senin bu özelliğini keyif alarak sürekli anlatırdı.

Oyuncaklarını hiçbir zaman arkadaşlarından sakınmadın, eve gelen arkadaşlarınla güzel güzel oynadın, hatta arkadaşların beğendikleri oyuncakları alıp gitmek istediklerinde de ben yeterince oynadım diyerek oyuncaklarını hep paylaştın. Birçok oyuncağın uzun yıllar durdu halen de duranlar var. Sen eve gelen küçük çocuklara oynamaları için o oyuncakları veriyordun ve de giderken istedikleri oyuncakları da hediye ediyordun.

Birçok küçük çocuğa; büyüyünce ne olmak istersin diye sorulduğunda, genelde bildikleri meslekler neyse onları söylerler. Oysa sen büyüyünce karar vereceğim diyerek herkesi şaşırtırdın. Hatta bundan dolayı sana IQ testi yaptırmamızı çok isteyen olmuştu ama biz bunu hiçbir zaman önemsemedik.

En önemlisi de çocukluğundan bu yaşına kadar hiçbir konuda şartlar ve sonucu ne olursa olsun asla yalan söylemedin ve yalan söyleyen hiç kimseyi de sevmedin.

Daha ilkokula başlamadan çizgi film karakterlerini çizerek resim yapmaya başlamıştın. İlkokul öğretmenin resme olan yeteneğinden dolayı seni teşvik etmek için yarışmalara katılmanı istiyordu ama sen istemiyordun. Ortaokuldaki resim öğretmenin çok yetenekli olduğunu hatta böyle bir yetenek kolay kolay gelmez diyerek, özellikle bu alanda eğitim almanı çok istiyordu. Hatta “Hürcan başka bir alanda eğitim alırsa böyle bir yeteneğe çok yazık olur ve çok üzülürüm” demişti. Seni bu yöne yönlendirmek içinde çok çaba harcadı. Hatta şunu da demişti; “Hürcan kendisini zorladığım için bana kızıyor, hatta içinden küfür de ediyordur ama olsun o sanatçı ve özgür ruhlu, onun için o hiçbir şeyi zorlamayla yapmaz, kendi isterse yapar” demişti. Aynen de öyle oldu adın gibi hep özgür ruhluydun asla ne bizim nede başkalarının dediklerini yapmadın, hep kendi istediğin şeyleri yaptın ama 26 yıllık yaşamında asla yanlış bir şey yapmadın.

Hem lise de hem de üniversite de genelde düşüncelerinden dolayı hocalarınla çok anlaşamadın. Sırf bu yüzden akademik kariyer yapabilecekken, mevcut düzen içindeki hocalara kızdığın için bunu düşünmedin. Bir dersindeki çalışmanda Ortadoğu bataklığını anlatan bir çalışma yapmıştın. Yüzyıllardır bu bataklığın büyüyerek devam ettiğini ve bu bölgedeki savaşların insanları sürekli ölü olarak çölün altına çektiğini anlatmıştın. Hocan Ortadoğu’yu bu şekilde gösteremezsin diye tavır takınmıştı, sen se Ortadoğu’nun gerçeğinin bu olduğunu söylemiştin. Bugün Gazze’de yaşananları gördükçe ne kadar haklı olduğun ve ne kadar güzel bir çalışma yaptığın çıkıyor ortaya.

Küçüklüğünden beri hiçbir zaman sadece kendinle ilgili hayaller kurmadın, genel de insanlarla dünyayla ilgili hayaller kurdun. Daha ilkokul 3. Sınıfta o dönemde sürekli gündemde olan Küresel Isınma ve Ozon Tabakasının delinmesi ile ilgileniyordun. Okuldaki yıllığın Hayallerim bölümüne el yazınla “Ozon tabakasının kapanmasını ve herkesin mutlu yaşamasını istiyorum” diye yazmıştın. Yine ilkokul 5. Sınıfta Dünyayı kurtarmakla ilgili hikaye yazıyordun.

Aslında kendin için çok güzel bir kariyer planlaması yapabilirdin ama sen sadece kendini değil insanlığı düşündüğün için insanlara nasıl faydalı olurum diye düşünüyordun. Kendini iyiliğe adamıştın ve uzun zamandır çevrendeki yardıma ihtiyacı olan herkese yardım etmeye çalışıyordun, hatta yardım edemediğinde günlerce bunu kendine dert edinip üzülüp ağlıyordun. Sadece insanlara değil sokak hayvanlarına da çok ciddi yardımların oluyordu, bunu kendine görev edinmiştin.

Yaptığın iyilikler hariç her şeyini bizimle paylaşırdın, çünkü bizimle çok güzel ilişkin vardı ve asla bizden hiçbir şeyi gizlemedin. Bugüne kadar yanlış bir şey yapmadın ama kendince yanlış olduğunu düşündüğün şeyleri bile açıkça bizimle paylaştın.

O katil seni bizden ayırmadan yaklaşık bir ay önce OSTİM’de Tornacı Kadir Usta olarak tanınan kişi kira artışlarına ve ev sahipleri tarafından sokağa atılan kiracılar ve çocuklara dikkat çekmek için BATIKENT/GİMSA önünde kendini yakarak eylem yapacaktı. O gün tesadüfen yolu seninle kesişen Kadir Usta’yı kendini yakma fikrinden vazgeçirip, çocuk oyuncaları yakarak bu eylemini gerçekleştirmesini sağlamış ve bunu da kamera ile çekmiştin.

Görüntüleri İzle

Kadir Usta bu eyleminden dolayı gözaltına alındığında, olay yerinden uzaklaşabilecekken sen destek için yanında durdun ve sende kısa süreli bir gözaltı durumu yaşadın. Akşam eve geldiğinde bu olayı bize anlattığında biz yine seninle gurur duymuş ve kutlamıştık. O gün gece uyumayıp sabaha kadar çektiğin görüntüleri düzenleyip, Kadir Usta’nın söylediklerini alt yazı haline getirmiştin. Günlerce de Kadir Usta’nın durumunu takip etmiştin ve serbest bırakıldığında da seni aramış teşekkür etmişti. Hatta o an bizimle de konuşup; senin gibi bir çocuğumuz olduğu için de ellerimizden öptüğünü söylemişti. Ne yazık ki bu durumu öğrenen birçok kişi bu durumun seni ilgilendirmediği, hatta o kişinin kendini yakmayacağını dolayısıyla ilgilenmemen gerektiğini söylemişlerdi. Senin onlara cevabın o güzel yüreğinle; “Belki gerçekten yakmayacaktı ama ya yaksaydı ve ben böyle bir şeye engel olamadığım için ömür boyu vicdan azabı çekerdim.” olmuştu.

Seninle daha uzun yıllar yaşamak isterdik ama ne yazık ki o şımarık, züppe katil; sana doyamadan, hayallerini yarım bırakarak, erken bir yaşta ayırdı bizden.

İyi ki senin gibi güzel, gurur duyduğumuz bir çocuğa sahip olmuşuz, iyi ki bizim çocuğumuz olmuşsun. Doğum gününde seni sevgi ve özlemle anıyoruz. Yüreğimizdeki acın ve özlemin her geçen daha da büyüyor. Adını yaşatabilmek için ne gerekiyorsa yapacağız, belki bu şekilde bizde hayata tutunabileceğiz. O güzel gülen gözlerinle bize baktığını düşünüyoruz ve bir gün buluşacağımız ümidiyle seni çok seviyoruz.

Kolu kanadı kırılmış ve boynu bükük kalan Annen ve Baban…

Çocukluk ve Gençlik Yılları

Sıradan bir genç olmaktan çok daha öte idi.

hurcan 1
hurcan 1
hurcan 1
hurcan 3
hurcan 4
hurcan 5
hurcan 1
hurcan 1
hurcan 6
hurcan 7
hurcan 8
hurcan 9
hurcan 9
hurcan 9
hurcan 9
hurcan 9
hurcan 9
hurcan 9
hurcan 9
hurcan 9
hurcan 9
hurcan 9
hurcan 9
hurcan 9